5 Ekim 2010 Salı

YELKENLER FORA


Kim demiş Eylül’de yaz biter diye? Sessiz, huzur dolu, yeni keşifler bekleyen mavi bir dünya ve rüzgarı almış süzülen yelkenler. İşte Eylül ve Ekim tam da dondurmanın erimeden yakalan o en güzel son lokması gibi son ama özel..Ben de yazı böyle bitirirken, bu yalnız bana kalmış mavi dünyanın nimetlerinden yelken sporunu keşfettim, bağlandım ve işte sizinle paylaştım.

Ne şanslıyız ki denizimiz su sporları için sonsuz bir dünya sunuyor ama ne üşengeciz ki faydalanmıyoruz. Sonunda durgunlaşan Bodrum koylarında bir hareket umuduyla bir hevesle Gündoğan Gravity Company’de yelken sporuna bir şans verdim. Başta komplike ve zor görünse de son derece donanımlı ve sıcakkanlı eğitmenlerin teşviğiyle yılmadım ve denize hükmetmenin sonsuz hazzını yaşayanlar kervanına katıldım.

Yelken Kulübünün sahibi aynı zamanda eğitmen Arda Önen’e göre yelken her yaştan her kesimin yılın 12 ayı ayı yapabileceği bir spor. Katılımcıların profili de 7’den 70’e uzanıyor. Genelde çocukları sosyalleştirmek, ekip çalışmasını öğretmek adına 6-13 yaş grubu yaz okulları yoğunlukta. Rüzgarın daha yoğun olduğu akşam saatlerindeyse yetişkin grupları eğitmenlerle ders alıyor. Çocukları 16-40 yaş arası bayanlar, öğrenciler ve meslek sahibi insanlar takip ediyor. Zaten pek çok kurumsal şirketin kendi yelkencilik kulübü de bulunmakta. Yoğun stres altında çalışan kurumsal şirketler stres atmanın en ideal yolunu bulmuş gibi.

Öğrenme süresi ise değişken bir kavram. 8 saatten 32 saate kadar yelken açmanın teknikleri çeşitli kulüplerce öğretilse de denizde öğrenmenin yaşı, zamanı yokmuş. Tüm teknik bilgiyi kaptıktan sonra gerisi denizde mil yapmaya kalıyor. Arda Hoca’nın deyimiyle “Ne kadar çok mil o kadar çok tecrübe!”. Kendi açımdan düşünecek olursam başta ezbere giden panikatak denemelerim gün geçtikçe bilinçlenmeye başladı. Siz bu yazıyı okurken çok uzak koylara yelken açabilmiş olmayı umuyorum.

Arda Önen’in benim gibi yeni başlayacak olanlara tavsiyesi uygun zamanı seçmek ve yaymak. Yani eğitimi uzun zamana yaymak faydasız, başladığı gibi bitmesi ise en güzeli. Bu yüzden olsa gerek çocukken uzun yaz tatili boyunca eğitilmek en akıllıcası. Bir diğer tavsiye ise eğitim alınacak kurumu fiyata göre değil kalitesi ve malzemesine göre iyice araştırıp seçmek. Yani bu işin sırrı doğru zamanda doğru kişiyi seçmekten geçiyor.

Her güzel şeyin bir bedeli var tabi. Yelkencilik kulağa pahalı bir spor gibi gelse de ekonomikleştirmek sizin elinizde. Tabi ki en ekonomik çözüm bu tip kulüplerde kiralayarak öğrenmek. Profesyonelleşince 2.el ya da 0 tekne almak size kalmış. Ekim ayı yelken, yat fuarlarının en yoğun olduğu dönem. Aklınızda görüp tanımak, satın almak varsa Uluslararası Istanbul Shop & Miles Boat Show 20 – 25 Ekim tarihleri arasında Istanbul City Port – Pendik’ te düzenleniyor. Zaten bir yelkenliniz var yarışlara katılmak istiyorsanız da 2-3 Ekim’de Ataköy’de Matc Race 3 düzenleniyor. Ayrıca hemen hemen her haftasonu yelken yarışlarına rastlamak mümkün. Bunların başlıcası da İstanbul Boğaz Yarışı ve İstanbul Çeşme arasında düzenlenen Aşağı Yarışı. Katılımcı olmanın dışında izlemek de bir o kadar keyifli olacaktır.

Bu spor yaz kış deniz kara dinlemez. Bozkır Ankaramın bile yelken kulübü olduktan sonra gönül veren herkes öğrenebilir. Benim hedefim vazgeçmeyip Gravity’nin İstanbul şubesinde de devam etmek. Siz de heves ettiyseniz haydi yelkenler fora!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder