12 Şubat 2012 Pazar

Fala inan ama falsız kal


“Fala inanma ama falsız kalma” lafı zaman geçtikçe günümüze uyarlanmış ve “Kızım bir falcı biliyorum öyle böyle değil ne dediyse tuttu” dürtüsüyle her birimizin en az bir kere de olsa fal baktırmasına sebep olmuştur. Ne inanırım, ne de bakabilirim ama çevremde gözlemlediğim yüzlerce falcı deneyimi bu konuda uzmanlaşmamı sağladı.
Yok heyecanlanmayın “acayip bilen” falcı adresleri vermeyeceğim. Zira acayip bilen falcı yoktur, körü körüne inanan meraklı vardır diyebiliriz. Aslında buradaki inanç birinin senin yerine karar vermesi isteğinden ortaya çıkan bir ihtiyaç. Siz hiç ne istediğini bilen, hayatından son derece memnun birisinin falcıya gittiğini gördünüz mü? Bu durumda falcı olmak için 3.göz, 6.his ya da başka bir uzuva gerek yok. İşte ”acayip bilen” falcı olmak için söylenmesi gerekenler:
  • “Senin içini sıkan birşey var.” Tabi ki var, olmasa orada olmazsınız zaten. Tutturulması garanti kehanet, hiç şaşmaz.
  • “Biri var senin gönlünde ama onu bir başkası kolundan tutmuş çekiyor.” Bu lafın üzerine falcı sizdeki heyecanı görürse şöyle devam eder :“Sana gelecek o, zaman ver”. İyi falcı duymak istenileni söyleyen olduğundan o çocuk hep size gelecektir.
  • “Biri seni çok üzmüş, ne yaptılar sana kuzum?” Bu da ikinci opsiyondur. Bunun karşılığında sizden yine aynı şaşkınlığı görüyorsa şöyle devam edecektir : “Senin hayatına yeni biri girecek, öteki geri gelecek ama sen istemeyeceksin.” Tutsun ya da tutmasın, eskisini süründürmenin ve hayırlı kısmet bulmanın umuduyla o falcı gönlünüzde taht kuracaktır.
  • “Sen bir sınava giriyorsun, çok iyi geçecek.” Öğrenci bir tipiniz varsa garanti söylenir. Tutturamazsa da sizi illa bir sınava sokmak için teşvik edecektir.
  • “Ailede belinden rahatsız biri mi var, dikkat etsin” En gereksiz kehanetlerdendir, kimse ailedeki birinin bel rahatsızlığını öğrenmek için gitmez ama her ailede böyle biri olduğundan inandırıcılık için kullanılması gereken bir araçtır.
  • En son kapatırken “İki şey geçmiş senin aklından dilek tutarken biri yakın zamanda oluyor ötekinin zamanı var.” İnsanoğlu tek bir dilekle yetinir mi hiç? Hesap ettim falı kapatırkenki geçen iki saniye sürede anca iki dilek dilenebiliyor o da aşk ve para oluyor genelde. Tuttuğuna şaşırmayın o kadar.
Bunların dışında gerçekten sezgileriyle sizi rahatlatan falcılar da yok değil. Bunlara ekonomik psikolog da diyebiliriz. 6. Hisleri gerçekten kuvvetli olan bu kişiler aslında geleceğinizi görmüyor sizin içinizden geçeni okuyor bana göre. Tarotun geleceği gösterdiğine değil de yüreğinizden geçen hissin enerjisini aldığına inanıyorum. Falcının da yaptığı şey kartları yorumlamak sadece. Aslında olay siz de bitiyor. Ne istediğini bilmeyenler için ideal çözüm. Kartlar barkod gibi hislerinizi okuyor. Yaşayacağınız şeyi değil de yaşamak istediğiniz şeyi görüyorsunuz, mutlu oluyorsunuz. Fal bir anda terapiye dönüşüyor. Bir türlü karar veremediğiniz durumlarda yüzlerce kişiye sorarsınız, size istediğiniz cevabı kimse veremez. Çünkü kimse geleceği bilemez. Fal ihtiyacı zaten buradan doğduğundan kartlara sorarken aslında kendi kendinize ne istiyorum ben diye soruyor oluyorsunuz. Falcı da burada sizin hislerinizle aranızdaki aracı kurum konumuna geçiyor.
Bence en iyisi fal denilen şeyi şarkılarda tutmak, papatya yapraklarında aramak ya da kahve ritüelinin keyifli bir parçası haline getirmek çok kaptırmadan. Geleceğin yazıldığına inanıyorsanız da inanmıyorsanız da sorgulamak yersiz. Düşünülmesi gereken tek şey bugün, o da hiçbir yerde yazmıyor, akıyor sadece. Özetle fala inanmaktan zarar gelmez ama falsız da yaşanır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder